Rutger Hauer'ın En Sevdiği 5 Film

Bir sabah uyandığınızda değersiz sandığınız tapulu arazinizi dev bir petrol şirketi satın almak isteyebilir. En iyi belgesel dalında Oscar adayı olan film Sundance Film Festivali'nde jüri özel ödülü kazandı. Amerika'nın dört bir yanında bir sabah uyanan bazı sıradan insanlar, bir petrol firmasının cazip teklifiyle karşılaşıyorlar. Topraklarını satın almak isteyen şirketin amacı belli doğal gaz çıkarmak. Halliburton firması...

İlki 2001 yılında yayınlanan; De stand van de zon (The Eye of the Day-Günü Gözetlemek), ikincisi; 2004 yılında yayınlanan Stand van de maan (Shape of the Moon-Ay'ın Dış Görünüşü) olan üçlemenin son halkası yapımda; Jakarta'nın varoşlarında yaşayan, fakir bir Hıristiyan olan büyük anne Rumidjah'ın gözünden Endonezya'daki ekonomik değişimin sosyal etkileri anlatılmaktadır. Ülkedeki globalleşmenin etkilerini anlatan bir başka pen...

Hiroşima’ya atom bombası atılmasıyla oluşan sürece bir “duygusal bağ”ın gözünden bakan film, Fransız bir aktris ile Japon bir mimarın aşkını öne çıkaran bir Alain Resnais mucizesi. Bütün destansı aşk filmlerine karşıt duruşuyla dikkat çeken yapıt, büyük oranda sözlü tarih çalışmasını soyut ruhlar üzerinden yapma becerisiyle çığır açtı. Bu modelle de iz bıraktı.

Damiel (Bruno Ganz) ve Cassiel (Otto Sander) Berlin şehrinin üzerinde dolaşan iki melektir. Bugüne kadar tasvir edilegelen melek görüntüsünde değillerdir, sıradan iki erişkin adam görüntüsündedirler, kanatları da her zaman ortaya çıkmaz. Üzerlerinde sade birer pardesü olan bu melekleri diğer insanlar göremez, duyamaz. Sadece küçük çocuklar ve diğer melekler onları görebilir (bir keresinde de Amerikalı bir aktör (Peter Falk) me...

Yüzbaşı Willard (Martin Sheen), Vietnam’da Amerikan ordusuna başkaldıran ve vahşi yöntemlerle bir orman kabilesini yöneten Albay Walter Kurtz’ü (Marlon Brando) bulup öldürmekle görevlendirilir. Kurtz’ün izinde, insan yüreğinin karanlığıyla savaşın gerçekliği arasında kalan Yüzbaşı Willard, çok geçmeden sonsuz bir kâbusun içine sürüklenecektir.